Balta’ya göre, küçük acentalar yüksek aidat ve plaka ücretleriyle ağır bir yük altında. Teminat sistemi keyfi uygulamalara açık, bu da aynı koşullarda farklı muamele gören acentalar arasında güvensizlik yaratıyor. Genel kurullarda hesapların şeffafça paylaşılmaması ise üyelerin en çok eleştirdiği noktalardan biri.
“Üyelerin en sık söylediği cümle şu: Biz TÜRSAB’ın üyesi değil, müşterisi olmuşuz” diyen Balta, mevcut sistemin sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Şeffaflık ve Reform Çağrısı
Çözüm için önerilerini sıralayan Balta, öncelikle bağımsız denetim raporlarının zorunlu hale getirilmesi, tüm iştiraklerin tek çatı altında toplanması ve yıllık “Mülkiyet ve Finansal Durum Raporu”nun üyelerle paylaşılmasının güven ortamını güçlendireceğini ifade etti. Ayrıca;
• Yeni vakıf ve şirketler kurulmak yerine mevcut kaynakların verimli yönetilmesi,• Üye haklarını takip edecek dijital sistemlerin devreye alınması,
• Elektronik oylama ile şeffaf seçim mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Avrupa’daki Muadillerden Geri Kalınıyor
Avrupa’da seyahat birliklerinin garanti fonu, standart sözleşme ve sigorta mekanizmalarıyla üyelerini koruduğunu hatırlatan Balta, TÜRSAB’ın da benzer yapılar kurması gerektiğini söyledi. Acentaların ticari risklere karşı yalnız bırakılmadığı bu sistemlerin Türkiye’de de hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bakanlığa Görev Düşüyor
Turizmin Türkiye için stratejik bir sektör olduğuna dikkat çeken Balta, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da çağrıda bulundu:
“Bu güven krizi yalnızca TÜRSAB üyelerinin değil, doğrudan ülkenin meselesi. Bakanlığın öncülüğünde, şeffaflık ve güven odaklı bir reform süreci başlatılmalı. Ancak o zaman turizm sektörümüz uluslararası pazarda hak ettiği güçlü konuma taşınabilir.”
YORUMLAR